Graffiti Sanatı

Gönderen Unknown on 14:15 yorum (0)

Çağımızda sprey boya ile yapılan graffiti, hemen hemen tüm Dünya ülkelerinin yasalarına göre "vandalizm" olarak algılanır. Fakat bildiğimiz üzere "vandalizm" bilerek ve isteyerek kamu malına zarar vermektir. Ama bu sokak sanatında amaç zarar vermek değil, dikkat çekmek, politik veya sosyal mesaj vermek, yapıldığı alanı saptanan amaç doğrultusunda manipule etmek, dönüştürmektir.

Graffiti sanatının mağara çizimlerine dayanan tarihi, şimdi ki kullanımı açısından önemli veriler sunmaktadır. O zaman da insanlar tepkilerini ve korkularını o figürler ile göstermiştir. Kamusal alanın sıradanlığını kırmaya yönelik olan Graffiti sanatı, şimdilerde de aynı amaçlarla gerçekleştirilmektedir.

Vandalizm tartışmalarının tarihi 1960'lı yıllara dayanmaktadır. İskandinav Karşılaştırmalı Vandalizm Enstitüsü, bu tarz işler yapan avant-garde sanatçıların sokak sanatını bir sanat formu olarak kullanmasını tartışmaya açan kurumdur. Sanat eleştirmenleri bu tarz çalışmaları kamu sanatı olarak görür ve sosyal barış adına faydalı olacağına inanırlar. Örneğin; 11 Eylül'den sonra oluşan müslüman-terörist imgesini, İngiliz müslüman sokak sanatçısıMuhammet Ali kırmıştır. Ayrıca BBC bu konuda bir belgesel yapmış ve sanatçı Birmingham Belediyesinin desteği ile çalışmalarına devam edip, barış mesajlarını yaymaktadır. Öbür taraftan Banksy'nin çalışmaları zaten ortadadır.

Graffiti sanatını, birey-sokak ve devlet- sokak ilişkisi üzerinden değerlendirmek gerek. Bireyin sokakla ilişkisi kopmuştur ve "uydu kentler" sayesinde daha da kopmaya başlamıştır. Bireyin sokağa bir mesaj bırakması, sanatçı açısından zaman ve mekan kavramlarını ortadan kaldırmıştır. Sanat ile toplumun arasına giren kolluk güçlerinin varlığı, diğer sanatlardan farklı olarak graffiti eserinin oluşumdaki sürenin sanatçının insiyatifine bağlı olmamasını sağlamıştır.

Günümüzde ise muhalif, isyankar ve özgür olan sokak sanatının nimetlerini gören devlet kuruluşları, bu çalışmaları ehlileştirme aşamasına girmiştir. Bu entegrasyon süreci graffiti sanatçılarını illegalden koparak legal faaliyetlere sürüklemiştir.
Türkiye'de de bu işi hem legal hem illegal yapanlar mevcuttur ve aralarında çok iyi işler çıkaran sanatçılar vardır. Bu çalışmaların birçok olumlu ya da olumsuz sonucu vardır elbette ki. Olumlu olan ve yapılması gereken, halkın sanatla buluşmasını sağlamak ve graffitinin kalıcılığını koruması, sosyal barışı sağlaması adına, resmi ve özel kurumlarının müdahalelerinin en az ölçüye indirgenmesidir.
Teknolojinin yoğun etkisiyle insanlığın yararına üretilen nesneler mekanlar icatlar, bir süre sonra insanların özgürlüklerini kısıtlayan bir boyut kazanmıştır. Tüketim toplumu politikaları, kitleleri sessiz kılmaya yarayan uygulamalar bütünü halini almıştır.
Kentsiz kentleşme insanları sessizleştirmiş, birbirinden koparmıştır ve sonunda da olanlara karşı duyarsızlık, farkındalığını yitirme ve sosyal kopukluk baş göstermiştir. Kameralarla izlendiğini bilen birey, sokakların etkileşiminden uzaklaşmıştır. Umarım ülkemizde de barış adına, demokrasinin olgunlaşması adına bu tarz faaliyetler devam edip yeşerir ve büyür.
Şevket Uyanık

 Kaynak: Radikal Gazetesi, 10.10.2012