Grafiti sanatıyla ilgilenmeyenler Banksy'yi
tanımıyor olabilirler, ama grafitiyle içli dışlı olanların da bu gizemli
sanatçı hakkında neredeyse hiç fikirleri yok.
Yaptığı muhalif tarzdaki duvar resimleriyle
ünlenen ve eserlerinde Banksy imzasını kullanan bu adam kimliğini açıklamamakta
kararlı görünüyor. Sanat dünyasının ve koleksiyoncuların peşinden koştuğu
Banksy, ünlü olmama konusundaki ısrarına rağmen milyon dolarların sahibi oldu
bile. Böyle birini merak etmemek mümkün mü? Gelin bu "gerilla
sanatçıyı" birlikte tanıyalım.
Banksy, yaklaşık 12 senedir, başta İngiltere
olmak üzere dünyanın dört bir tarafına eserler bırakıyor. Çarpıcı ve protest
bir tarzı olduğu için ünü kısa sürede yayıldı. Fakat gerçek adını gizli hep
gizli tuttu. Bu nedenle daha da fazla dikkatleri üzerine topladı. İngiliz
basınında bu konuda çok yer işgal etti. Herkes onun kimliğini bulmaya
çalışırken, iki sene önce Mail on Sunday gazetesi Banksy'i
"yakaladıklarını" açıkladı.
Sanatçının yıllar önce Jamaika'da çekilmiş bir
fotoğrafından yola çıkan İngiliz gazetesi Mail on Sunday, Banksy'nin asıl adını
Robin Gunningham olarak duyurdu. Elbette bu bir iddia, ancak ortaya çıkartılan
bilgiler az da olsa merakları gideriyor.
1974 yılında İngiltere'nin tarihi liman şehri ve
90'lı yıllarda triphop müzik ekolünün başlatıcısı Bristol'de doğan Banksy küçük
yaşlarda kasaplık eğitimi aldı. Ancak çevresindeki birçok insan gibi sıradan
işlerde çalışıp bir ayyaş olarak ölmek seçeneğine karşı sokak sanatçısı olmayı
seçti. 14 yaşında (1998) kendi ülkesinde sıradan çalışmalar yaparak başladığı
bu işte kendini kısa sürede yetiştirerek artık bir imzaya dönüşmüş olan Banksy
adını aldı.
Estetik beğeniye hitap eden ve aynı zamanda
protesto yönü ağır basan özgün bir tarz yaratan Banksy böylece şöhretini
İngiltere sınırları dışına çıkartmayı başardı. Gezgin bir sanatçıya dönüşen
Banksy, Londra'nın yanı sıra Avrupa ve Amerika'nın metropollerinde parmak izlerini
bıraktı. Bunun dışında İsrail'in, Batı Şeria'da Filistinlileri izole etmek için
inşa ettiği duvara çizdiği resimler de oldukça yankı uyandırdı.
Bu "gerilla sanatçı", eserlerinde savaş
karşıtı, çevreci, hayvan haklarını savunan ve tüketim çılgınlığını eleştiren
politik mesajlar veriyor.
Şablon üzerinden yapılan desen çizimi olarak
tanımlanan stencil grafitiyi icra eden Banksy'nin tarzı klasik
grafiticilerinkinden ayrılıyor.
Grafiti geleneği içinde var olagelmiş,
karikatürize tiplemeler üzerinden biçimlenen mizah anlayışına yapıtlarında yer
vermiyor. Onun mizah anlayışı düşünsel olarak nitelendiriliyor. İronik
protestolara ve kara mizah öğelerinin kullanımına ağırlık veriyor.
Çalışmalarında düş gücü ve ince zekanın birlikteliği gözlemleniyor.
Sanatın müzelerden sokağa inmesi gerektiğini
savunuyor.
Resmi makamlarca kısa sürede son verilen olaylı
underground sergileri dışında Banksy'nin eserlerini dünyanın en saygın
müzelerinde de görmek mümkün; fakat korsan olarak. Londra'daki Tate Modern,
Paris'teki Louvre, New York'taki Metropolitan Museum of Arts gibi dünyanın en
önemli sanat merkezlerine yapıtlarını bırakıp yetkililere telefon ederek haber
vermek ilk akla gelen korsan etkinliklerinden biri.
Burada amaç dikkat çekmek ya da şov yapmanın
ötesinde, sanat eserlerinin karanlık müze salonlarında birer yüce nesne
konumuna yükseltilmesine yönelik tepkiyi dile getirmek.
Banksy'ye göre 'galeriler bir avuç milyonerin
koleksiyon fiyatlarını yükselmesinin aracı' konumuna gelmiştir ve bu yüzden
sanat eyleminin başlıca hedefi konumundadırlar.
Nike gibi birçok büyük şirketin birlikte çalışma
tekliflerini reddetti.
Ünü o kadar yayıldı ki, pek çok koleksiyoner onun
çizimlerini satın alabilmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyor ve yüzbinlerce
doları da gözden çıkarıyor.
Londra'nın Porto Bello yolunda resim çizdiği
duvar, e-bay sitesinde açık artırmaya çıktı ve 280 bin Sterlin'e alıcı buldu.
Müşterileri arasında Angelina Jolie ve Christina
Aguilera gibi ünlü Hollywood yıldızları bulunuyor.
Medyanın karşısına yüzünde bir kar maskesiyle
çıkıyor.
Politikanın içerik ve isyancı özden yoksun
biçimlerde yer aldığı günümüzün sanat yapıtlarına karşın Banksy, protestolarını
gündelik hayatın aktığı sokaklarda, deyim yerindeyse insanların gözlerinin
içine sokarak sergiliyor. Sanat aracılığıyyla gerçekleştirdiği açık
protestolarını sloganlarıyla birleştirmekten çekinmiyor. Bu nedenle
"sanat" ve "sanatçı" terimleri yerine ayaklanmacı dile ait
"vandal" ve "vandalizm" terimlerini kullanıyor.
Grafiti çalışmaları dışında; savaş karşıtı
gruplar, Greenpeace ve reklam karşıtı Avdet gibi muhalif gruplara afiş de
hazırlıyor. Yayınladığı manifestolardaki tutumunu lafta bırakmıyor. Hayvanlarla
deney yapan kuruluşların duvarlarına ya da tepesinde güvenlik kamerası kurulmuş
binaların duvarlarına muhalif çalışmalar yapıyor.
Bu prostesto çalışmalarından en önemlisi ise
İsrail hükümetinin Filistin sınırına inşa ettiği ve BM tarafından hukuk dışı
ilan edilen güvenlik duvarına yaptığı işler. Banksy, kendi ifadesi ile,
"Filistin'i bir açık hava hapishanesine çeviren utanç duvarına" Tatil
Enstantaneleri adını verdiği 9 çalışma yaptı.Bunlar arasında başını duvarın karşı tarafına
çıkarmış bir at, yine duvarın öte yanına geçmeyi sağlayan merdivene çıkan çocuk
gibi resimler var. Filistin'deki bu duvar üzerindeki en yetkin çalışması ise
iki çocuğun duvara açtıkları düş gediğinin resmidir.
Prömiyeri Sundance Film Festivali'nde yapılan
"Exit Through The Gift Shop" filmi bu sanat fenomenini anlatıyor.
Banksy filmin gösterimine gelmedi. Ancak bu konuyla ilgili yazdığı mektup bir
Sundance yetkilisi tarafından yüksek sesle okundu. Mektupta şunlar yazıyordu:
"Bayanlar, baylar ve yayıncılar... Sanatın
saf heyecanı ve ekspresif gücünü aktaran bir film yapmaya çalışmak zordur. Bu
yüzden hiç zahmete girmedik. Bu basitçe gündelik süren hayatın hikayesi, sersem
vandalizmdir. İzlemek üzere olduğunuz şey gerçektir, özellikle de yalan
söylediğimiz kısımları..."
Kaynak: http://www.on5yirmi5.com
0 yorum:
Yorum Gönder